Maraş merkezli sarsıntıya Hatay’ın Samandağ ilçesindeki konutlarında yakalanan 8 kişilik aileye, Edirne’de merkeze bağlı Yenikadın köyünde bir kişi meskenini açtı. Depremzede Yılmaz Özbek, “Çocuklarım benden 2 metre uzakta kanepede yatıyordu. Yanlarına geldiğimde o vakit büyük bir sallantı oldu, tahminen 2 metre onlardan uzaklaştım. Tekrar geri geldim, almaya çalışıyordum lakin sallantıdan alamıyordum. O kadar konut sallanıyordu. Sol elime bir oğlumu, sağ elime öbür oğlumu aldım, eşim de gerimden geldi ve çıkmaya çalıştık” dedi.
Afet bölgesinde hasar gören konutlarında kalamayan depremzedeler Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde devletin organize ettiği oteller yahut yakınlarının yanına yerleşmeye devam ediyor. Hatay’ın Samandağ ilçesinden Edirne’ye gelen 8 kişilik Özbek ailesi, birinci 2 gün otelde konakladıktan sonra merkeze bağlı Yenikadın köyünde bir yardımseverin kapısını açtığı meskeninde kalmaya başladı. Eşi ve 2 çocuğu, ağabeyi, yengesi ve onların 2 çocuğuyla köydeki konuta yerleşen Yılmaz Özbek, köylünün kendilerini misafirperverlikle karşıladığını lisana getirdi.
‘ARKADAŞLARIMI VE AKRABALARIMI KAYBETTİM’
Depreme eşi ve 2 çocuğuyla Samandağ’daki konutlarında yakalandıklarını söyleyen Özbek, “Deprem sırasında evdeydik. Hasar oluştu konutta büyük ölçüde lakin yıkılma olmadı. Çabucak sonrasında ağabeyimle görüştük, o konutta değil, İstanbul’daydı. Zelzele olduktan sonra o da çabucak Hatay’a geldi. Kendim TIR sürücülüğü yapıyorum, Avrupa’ya gidip geliyorum. Edirne’yi az çok seviyordum. Ağabeyime de söyledim, gideceksek Edirne’ye gidelim dedim. Arkadaşlardan çok kaybım oldu. Akraba olarak teyzemi ve eniştemi kaybettik” diye konuştu.
‘SALLANTIDA BİR MÜDDET ÇOCUKLARIMA ULAŞAMADIM’
Deprem sırasında oluşan sallantıdan ötürü çabucak yanındaki kanepede yatan çocuklarına ulaşamadığını anlatan Yılmaz Özbek, “Sabaha karşıydı, uykunun en derin olduğu saatti. Birinci evvel hafif bir sarsıntı geldi. Çocuklarım benden 2 metre uzakta, kanepede yatıyordu. Büyük sarsıntı geldiğinde onları almaya gittim, yanlarına geldiğimde o vakit büyük bir sallantı oldu, tahminen 2 metre onlardan uzaklaştım. Tekrar geri geldim, almaya çalışıyordum lakin sallantıdan alamıyordum. O kadar mesken sallanıyordu. Sol elime bir oğlumu, sağ elime başka oğlumu aldım, eşim de ardımdan geldi ve çıkmaya çalıştık. Merdivenden inerken duvarlara çarparak aşağıya indik” dedi.
‘ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU’
Her şey düzeldikten sonra Hatay’a geri gitmeyi düşündüklerini de belirten Özbek, “3 gün ben, abim, eşim, yengem ve 4 çocuk otomobilde yattık. Çocukların psikolojisi bozuldu otomobilde. Çocuklar hastalanmasın diye çıkmaya karar verdik” tabirlerini kullandı.
‘BİR KENTİ, İNSANLARI KAYBETTİK’
Depremi, çalışmak için gittiği İstanbul’da öğrenen Yılmaz Özbek’in ağabeyi Metin Özbek de aklına Hatay’daki eşi ve çocuklarının geldiğini söyledi. Metin Özbek, “Sabah büyük bir kaosla uyandım ve zelzelesi öğrendim. Elim ayağım kesildi. Benim ailem en üst kattaydı apartmanda, apartman da çok sağlam değildi. Allah’a şükür dışarı çıkmayı başardılar. Konut paramparça oldu fakat yıkılmadı. Durum sahiden çok makus orada, adeta bir kıyamet üzere. Tüm kentin yıkıldığını gördük, resmen kıyamet üzereydi. Bütün binalar neredeyse hasarlıydı. Gözyaşımız hiç dinmedi orada. 3 gün kaldık orada ve hala o görünümün etkisindeyiz. Büyük bir kayıp, bir kenti, insanları kaybettik” diye konuştu.
Edirne’de yerleştikleri Yenikadın köyünde, köylülerin de kendilerine çok yardımcı olduğunu tabir eden Özbek, “Burada sağ olsun bizimle herkes ilgilendi. Her türlü muhtaçlığımızı karşıladılar. Devletimiz var olsun. Burada komşular gelip muhtaçlığımız olup olmadığını sordu. Köy halkı da çok misafirperver. Tıpkı gün gelip sahip çıktılar. Bize konutunu açan beyefendiyi açıkçası tanımıyorum. Kendisi AFAD’tan arkadaşları aramış, ‘evimi açabilirim’ demiş. Biz de olağanda otelde kalıyorduk. Biz çocuklu aileyiz diye, köye yerleşmek isteyip istemediğimizi sordu. Biz de olur dedik ve buraya geldik” sözlerini kullandı. (HABER MERKEZİ)