Milliyetçi Hareket Partisi Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin haftalık küme toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.
Bahçeli’nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
MUTLAKA İYİLEŞECEĞİZ: Yara bere içindeyiz lakin kesinlikle iyileşeceğiz. Kırık dökük haldeyiz ancak kesinlikle düzeleceğiz. Manevi bir imtihandayız ancak alnımızın akıyla bu imtihandan da çıkacağız. Kederi veren Allah’ın dermanı da vereceğini biliyoruz. Hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine iman ediyoruz. Devletin iradesiyle ve milletin irfanıyla içinde bulunduğumuz güç günleri aşacağız, daha doğrusu aşmak zorundayız. Sarsıldık ancak düşmeyeceğiz. Binalar üzerimize çöktü ancak Türkiye’nin tökezlemediğini göstereceğiz.
ÇALIŞMALARI MEŞGUL ETMEMEK İÇİN ANKARA’DAN TAKİP ETTİM: Devletimiz ve hükümetimiz en aşağılık karalama kampanyalarına aldırış etmeden tarihi misyonunu yaptı. Titiz ve hassa kurtarma çalışmalarını meşgul etmemek için gelişmeleri Ankara’dan takip ettim. Diğerleri üzere gösteri peşinde, istismar peşinde değiliz. Milletimizin yaşadığı her acı bizim acımızdır. Karnımızdan konuşmayız. Nifak tohumları ekmek için aktif olan siyasi kokuşmuşlara, felaketi siyasallaştırmak için ortalıkta gezen tabansızlara asla benzemeyiz. Sarsıntıdan ziyan gören vilayetlerimizi ve vatandaşlarımızı bir program dahilinde ziyaret etmek için makul bir vakit kollamıştım. O vakit gelmiştir, artık yollara düşme vaktidir. Milletimle tek yürek olacağım, tek ses olacağım. Mağdur vatandaşlarımın hepsini birden çalışmaların aksamasına müsaade vermeden tek tek ziyaret edeceğim.
DEVLET HER YERDE: ‘MHP nerede’ diye soranları ciddiye alıp karşılık verecek değilim. Biz her yerdeyiz. Beton blokların ortasında can arayan, yetim yavruların başını okşayan, tabutlara omuz veren, milletin kaygısıyla dertlenen yürekleriz. ‘Deprem bölgesinde her şey var, yalnızca devlet yok’ diyen kanı bozuklara söylüyorum, devlet baktığınız her yerde tüm heybetiyle hakimdir. Kimse kusura bakmasın, ‘devlet yok’ diyen karakter fakirleri, iç işgal cephesinde konuşlanmış işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez, görse de itiraf edemez.
‘O YETİŞEMEDİ, BEN YETİŞTİM’ TARTIŞMASI ZELZELE KADAR YIKICI: Toplumsal medya gösterişi yapan haşaratlar, acımızı materyal yapan reklam meraklıları, tribüne oynayan asalaklar ortalığa üşüştü. Dünyanın neresinde olursa olsun bu çaptaki afetle başa çıkmak kolay değildir. Devletin ve hükümetin hakkını teslim etmek lazımdır. ‘O yetişemedi ben yetiştim’ tartışması sarsıntı kadar yıkıcıdır. Ön yargılı hallerden bıktık. Fırsat düşkünü alçaklardan tiksindik. Gerçekleri çarpıtan, çalışmaları sulandıran sahtekarları biliyor, görüyoruz. Sürüde koyunu olmayan çobanla uğraşır.
AHBAPÇILAR VE BABALACILAR KANAT ÇIRPIYOR: Devleti kenara itip ahbap çavuş bağıyla yardım toplanması, bu kapsamda pararlel bir çizgi kurulması, devletin inandırıcılığını gölgelemektedir. Bizim nazarımızda prestij edilmemesi gereken bir yanlıştır. Hatay’da baraj yıkıldı palavrasını toplumsal medyada servis edenler afet bölgesinde neyin peşindedir. Devletin yetişemediği ne vardır da Ahbapçılar ve Babalacılar kanat çırpmaktadır? Bu sahtekarlar Türkiye televizyonlarında artık yer almamalıdır. Bindikleri kısmı kestiklerini ne vakit anlayacaklardır?
TBMM’DEN YAKA PAÇA ATMAK GURUR HUSUSUDUR: Türkiye Emekçi Partisi’nin PKK kontenjanlı kelamda bir milletvekili, ‘Böyle bir devletin iç düşmanı olmak meşrudur’ açıklamasıyla halkla devlet düşmanlığında yeni bir sayfa açmıştır. Bu gedikli düşmanı TBMM’den yaka paça atmak devletin ve hukukun gurur ve güvenlik mevzusudur. Bu alçakla birlikte yağma ve talan yapan namussuzların vatandaşlıktan çıkarılması, şayet yağmacılar sığınmacıysa çabucak ülkelerine gönderilmesi ayrıyeten değerlendirilmelidir.
Ayrıntılar gelecek…